Hastalık bizim öğretmenimiz - Nasreddin Hoca'nın Testisi

1. Hastalık bizim öğretmenimiz – NASREDDİN HOCA’NIN TESTİSİ. Leave a comment

2004 yılında en büyük radyo istasyonu “Radyo Rusya”da Mirzakarim Norbekov ile “Nasreddin Hoca’nın Testisi” adlı program serisi yayınlandı.

Hastalık bizim öğretmenimiz - Nasreddin Hoca'nın Testisi

15 felsefi konuşma, çeşitli konular ve yaşamın en önemli yönleri hakkında.

Bu felsefi sohbetler, projenin temelini oluşturdu. Norbekov, doğulu bir bilgeye yakışır şekilde yavaşça ve öykülerle anlatıyor. Elbette, öğretiyor. Sadece modern, sağlıklı, iş hayatında başarılı ve aile yaşamında mutlu bir insan olmayı öğretiyor. İşte günümüz kentleşmiş sakininde eksik olan şey budur.

Ustanın hikayeleri, şakacı ve bilge doğu mizahı ile doludur. Belki de Nasreddin Hoca tam olarak böyle konuşurdu. Norbekov’un devasa enerjisi, iyimserliği, yaşama, zafer kazanma ve ileriye doğru çabalamak istemekle bulaşıcıdır. “Nasreddin Hoca’nın Testisi” baştan çıkarıcı bir bilgelikle doludur, ona dokunan herkes için yeterlidir.

Hastalık bizim öğretmenimiz - Nasreddin Hoca'nın Testisi

1. Hastalık bizim öğretmenimiz

İnsanın neden bu veya şu hastalığı yaşadığı ve bunun ne anlama geldiği. Neden tam da sizde ve neden bu hastalık? Sağlık sorununuza doğru olarak nasıl yaklaşmalısınız?

Sunucu: Hepinizi selamlıyorum, arkadaşlar! Benim adım Konstantin Korolkov ve bugün sizleri sıradışı bir buluşma bekliyor. 10 yıl önce tanıdıklarımdan biri bana Özbekistan’dan gizemli bir adamdan bahsetti; bu adam, insanların hastalıklarından, yaşam problemlerinden kurtulmalarına yardımcı olan dersler veriyormuş ve söylendiğine göre bu kişi kendini tedavi edilemez bir hastalıktan kurtarmayı başarmış. Binlerce yıl önce doğuda oluşturulan bu gizemli sistemi öğrenmek ve onunla tanışmak için onu bulmaya karar verdim. Neşeli, bilge bir Sufi olan Nasreddin Hoca’yı, komik ve akıllı hikayelerle, öykülerle ve fıkralarla ün kazanan bir karakteri hayal ediyorsunuz ve işte o zaman bu hayali karakter gözlerimin önünde belirdi. Ama gerçekten de, cüppe yerine, modern ve kaliteli bir takım elbise giymişti ve doğu tarzı olan gülümseyen yüzünde sakal ve bıyık yoktu. Onun hakkında gizemli olan birçok şey vardı: ondan gelen devasa pozitif enerji, iyimserlik ve yaşama sevinci. Daha sonra birçok başarısını öğrendim. Meğerse psikoloji doktoru, eğitim doktoru, felsefe doktoru, tıp profesörü ünvanları varmış, Rus ve yabancı akademilerin muhabir üyesiymiş.

Hastalık bizim öğretmenimiz - Nasreddin Hoca'nın Testisi

O, bilimde birçok patentli icat ve keşfin sahibidir. İlgi alanları geniş olup, genel olarak tek bir kişide nasıl bir araya gelebileceği anlaşılamaz: bilim insanı, sanatçı, besteci, yazar, film yönetmeni, oyuncu, sporcu, koç, 3. dan karate siyah kuşak ve 9. dan Sam Chon Do siyah kuşak sahibi. Ama asıl eseri, İnsanın Kendini Yeniden Yapılandırma Enstitüsü’dür; burada benzersiz faaliyetlerine devam etmektedir. Kendini gezgin bir derviş, yol ustalarının okulunun öğrencisi olarak adlandırır. Bu okulda birçok başka büyük insan eğitim aldı ve öğretti, ama muhtemelen İbn Sina ve Ömer Hayyam gibi iki ismi anmak yeterlidir. Kahramanımız, hizmet etme, yaratma, bilgiyi koruma ve öğretmenden öğrenciye aktarma yoluyla, binlerce yıldır biriken bilgeliğin, onu tanımaya hazır olan insanlara geçmesini seçti. İşte tanışın – Mirzakarim Norbekov.

Hastalık bizim öğretmenimiz - Nasreddin Hoca'nın Testisi

Norbekov: Dışarıdan. Dışarıdan yardım almak istemek. Dışarıdan. Bu tamamen harika bir masaldır. Sadece masallarda dışarıdan yardım gelir. Sihirli değnekler, sihirli yüzükler – değnekleri çevirdiniz ve tüm dilekleriniz gerçekleşti. Ömer Hayyam şöyle demiştir: “Ben hayatta iken, umursamıyorum ölüleri. Ben ölüyken, umurumda değil yaşayanlar.” Demek ki her şey benim durumuma bağlı. Neşeli, güçlü, kuvvetli olmak çok kolaydır, eğer her gün yavaş yavaş ilerlerseniz ileri. Hatta düşerek bile olsa, çünkü her sorun bizim öğretmenimizdir. Her duruma minnettar olmalıyız. Bu bir öğretmen – bizim öğretmenimiz. Onlardan öğrendiğimiz için minnettar olmalıyız. Yaradan’nın yarattığı Şeytan için minnettar olmalıyız. Neden? Çünkü insanlar, karanlığı ve çevrelerindeki insanların sorunlarını görerek iyiliği değerlendirmeye başlarlar. Şeytanın var olması gerektiğini her zaman söylerim. Yaradan’nın tek bir emriyle şeytan ortadan kalkar. O zaman neden şeytanı bıraktı? Kötülük, sıkıntılar, zorluklar olmalı ki insan aydınlığa doğru adımlar atsın. Hastalık bir öğretmendir, hastalık bir yol, bir öğretmendir. Hastalık, kötülüğün tarafına saptığını gösteriyor. Her zaman böyle bir şaka söylerim: hastalık ve karakter aynı şeydir. Eğer basurunuz varsa, ne demek? Karakterinizin ne olduğunu kendiniz anlayın. Ülseriniz varsa, karakteriniz ülser gibidir. Yani  karakteriniz neyse,  hastalıkta odur.

Özdeşleşme ne kadarsa, hastalık da o kadardır. Hastalığı ortadan kaldırmak gerekir, çünkü eğer hastalık vaktinden önce gelirse, bu, ölüm tarafına, yıkım tarafına, günah tarafına saptığının ilk büyük alarm sinyalidir. İnançlı bir kişi gibi mecazi olarak söylemek gerekirse, “Aman Allahım!” İşte burada harekete geçmek gerekiyor. Beni her zaman üzen, ortalama insanın her şeyi yaşamdan daha önemli görmesidir.

Burada şunu söylemek istiyorum: kendiniz için iyiliği aramayı deneyin. Bulacaksınız! İçinize bakmayı ve Aşkı bulmayı deneyin. Onu bulacaksınız. Bu “kötü” komşuyu sevebilme sebebini bulacaksınız? Mutlaka bulacaksınız! Sevdiğiniz insanda kötü bir şeyler bulmayı deneyin, öyle bir şey bulursunuz ki, onu boğmaya hazır olursunuz. Her şey bize bağlıdır. Yani her şey güzel, karşılaştırırsanız. Herhangi bir yaşam muhteşemdir, daha kötü bir yaşamla kıyaslandığında.

Sunucu: Mirzakarim Sanakuloviç ile yaptığımız konuşmada, birçok kişi için hayati bir konuya değindim: her şey ters gittiğinde, evde ve işte her şey yolunda gitmediğinde, sağlık sorunları yaşamaya başladığınızda, sabah uyanışınız mutluluk yerine, yeni sorunlar ve sıkıntılar  getirdiğinde ne yapmalı? İşte duyduğum cevap:

Norbekov: Bilimsel terimlerle çok ciddi açıklamalar yapabilirim veya  sizi şoke edeyim mi basit açıklamalarla, köylü ağzıyla?

Sunucu: Bilmiyorum, muhtemelen köylüce daha iyidir.

Norbekov: Peki, o zaman babacığım laboratuvara. Kötü ruh hali nedeni, depresyon nedeni. Depresyonu 4 farklı şekilde bulabiliriz: birincisi – beden, ikincisi – zihin, üçüncüsü – kalp, dördüncüsü – ruh.

Kötü ruh hali, depresif durum, sürekli gri gözlerle yaşama bakma ve yaşamın sona ermesini bekleme, farklı nedenlerden dolayı olabilir.

İlk neden – beden. Tonusunu kaybetti, bir jöle gibi oldu. Beyin çalışıyor, ama beden çökmekte. Bu, sırayla, kronik ve  depresif bir duruma yol açar diyelim.

Eğer eskiden küçük bir salatalık gibi (bu salatalık başlarında çiçekle olur) neşeli bir şekilde kalkar, hayatta koşar, çevreleyen dünyaya güzel bakar, tüm kadınları gelecekteki sevgililerr olarak görürdün ve şimdi ise oturup felsefe yapıyor, karından aklı arıyor ve yıllardır bulamıyorsan, sorun var demektir, ilk işimiz, spor yapmak, vücudunu şekle sokmak gerekir, çünkü hatırlayın lütfen,banyo yaptığınız zaman, güzel bir ortamda masaj yapıldığında, ertesi gün nasıl yürürsünüz, etrafınızdaki dünyaya nasıl sevgiyle, romantik bir düşünceyle bakarsınız. Ama bir şeyi yanlış yaptığınızda veya bedeniniz kötü hissettiğinde, dışarı çıkıp kış güneşine bakıyorsunuz ve gözlerinizi kesiyor. Renkli kıyafetler giyen insanlara bakıyorsunuz – aptal, buradaki hayatın kötü olduğunu görmüyorlar. Yani, bedenin durumu çok sık düşüncelerimizi etkiler. Hastalık hakkında konuşmayacağız, hastalığı ortadan kaldırmamız gerekiyor.

Öncelikle, uçmayı düşünüyorsan, uçmak istiyorsan ama evin dağılıyor, beni affedin lütfen, önce evi düzene sokmalısın. Hastalıkları ayrıca konuşacağız. Şu anda her şeyin kötü olduğu, her şeyin dağıldığından bahsediyoruz. Ve bu durumu 35 yaşından büyük herkeste görüyoruz. Bu, yavaş yavaş ve yavaşça yavaşça gelişmeye başlar. Çünkü Yüce ölüm bize ilgi göstermeye başlamıştır. Onun için arzu edilen insan oluyoruz. Ölümün adayları arasındayız artık. Yavaşça kalbimize bu ilgisizliği, hoşnutsuzluğu, ilhamın ortadan kaldırılmasını yerleştirmeye başlar. İlham yavaş yavaş zorunlu 100 gram eşliğinde gelmeye başlar (ilhamın kendi başına gelmediği, yalnızca dış bir uyarıcı, örneğin 100 gr alkol, aracılığıyla geldiği anlamına gelir).

18 yaşındayken hatırlayın, otobüse binersiniz, bir kadın yanınızdan geçer ve siz coşarsınız, “politik” düşünceler gibi. Şimdi ise zamanla, yavaş yavaş ne oluyor? İlk başta danslar, müziğe doping eklememiz gerekiyor, eklememiz gerekiyor. Sonra biraz konyak eklememiz gerekiyor, sonra bir mum koymamız gerekiyor, ve her şeyden sonra ve her şeyden sonra, en sonunda üroloğa gidiyoruz, ürolog prostat bezine masaj yapıyor, bundan sonra ruh haliniz iyileşir. Yani, 35 yaşından sonra, öncelikle kötü ruh haliyle savaşmamalıyız, bu kötü ruh hali bir sonuçtur, ölümle savaşmalıyız. Ölümle savaş alanına çıkıyoruz. Ruhumuza, zihnimize, düşüncelerimize izlerini bırakan ölümle. Hayatımızın bu tarafını, basit bir şekilde, köylüce inceledik. BEDEN! Bedeni düzene sokun.

AKIL. Akıl, çevreye bakarken, son mutlaklığı görmeye meyilli olması özelliğine sahiptir. Bir duvara bakarız, bu bizim için gerçeklik, mutlaklık demektir – duvar, ağaçlar, insanlar farklı görevlerle koşuyorlar, gözlerimin önünde benim görevlerim, benim problemlerim – benim görevlerim – bir de en ilginç olanı, nerde sürtüyorsak, affedersiniz, yumuşaklık için, oranın bir parçası oluyoruz. Japonca konuşabiliyor musunuz?

Sunucu: Hayır.

Norbekov: Ben de konuşamam. Rus karakteriniz var mı?

Sunucu: Eh, genelde evet.

Norbekov: Benim yok, çünkü başka bir ortamda doğdum ve büyüdüm. Farklı durumların birleşmesinin ve sonucun alınmasının son ürünüsünüz. İşte bu biziz. Yani, çevre dünyadan edinilen birikmiş bilgi.

Peki, çevre dünyada arzularımın çözümü yoksa ne olacak? Çevremizde neden o köyde, şu küçük kasabada herkes bir şeyle uğraşıyor? Onların önemli değerleri var, her biri rafına yerleştirilmiş. Bu iyi, bu kötü, bu yapılamaz gibi, ama ben uçmak istiyorum, ama onlar etrafta mızrakları ve başında tüyleriyle koşuyorlar,peki ben nasıl uçacağım? Yani, akılda, ruhumun hayalini gerçekleştirmek için bilgi yetersizse, bu da kendi kendine olan çatışmaya yol açar, akıl ve ruh arasında. Yani, ne yapmalı? Boyunu aşan şeyi aşamazsın, affedersiniz bilimsel terim için. Ben, örneğin, yıllar süren çalışmadan sonra şuna inandım: dünyada dahiler yok, aptallar da yok, çünkü tüm insanlar eşit dahilerdir. Sadece, sizinle bizim gibi, aklımız çevremizden gelen mutlak bilgilerle doludur ve bu bilgiler de yetersiz olabilir.

Sunucu: Mirzakarim Sanakulovich’in bu sözlerinden, sisteminin bazı sırlarını benimle paylaşmaya hazır olduğunu, bataklıktan çıkması için insanın ne yapması gerektiğini anlatıcağını anladım. Ve o an Norbekov’un ağzından, beni şaşırtan sözleri duydum.

Norbekov: Benim Üstadım her zaman şunu söylerdi: “Oğlum, ne olursan ol, nerede olursan ol, ne kadar ateist-mateist veya izci-mizci olursan ol, şu sözleri unutma: ‘Allah, kutsal kitaplarında vaat etti ve Allah, söylediğini her zaman yerine getirir.’ Bu, şu demektir: Hayatı boyunca her insanın farklı insanlar şeklinde üç kez yaklaşacağını ve üç kez şans vereceğini söyledi. Bu şansı kaçırma, oğlum.”


Bu, ilk yayının çevirisidir. Önümüzdeki 15 hafta boyunca, her Pazar bir kayıt yayınlayacağız. Bu kayıtlar büyük bir bilgelik içerir ve iç sorunlarına cevap arayanlar ve yaşam kalitelerini nasıl iyileştirebilecek lerini anlamak isteyenler için çok faydalı olacaktır.

Sosyal medya kanallarımıza abone olun ve çok faydalı bilgileri kaçırmamak için bizi takip edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir