Yolun Başlangıcı
— Hepinize iyi akşamlar, hayırlı geceler olsun, — diye selamladım toplananları. — Nasılsınız, inşallah her şey yolundadır?
— Teşekkür ederiz, iyiyiz, — diye cevap verdiler.
— Biz de iyiyiz, Allah’a şükür, — diye gülümsedim. — Ramazan… Her şey yavaşladı, her şey yumuşadı, gevşedi. Hem işler hem de günlük hayat sanki rölantiye alındı. Beden oruçla meşgul, ruh ise öbür tarafta çalışıyor.
Açıkçası derslere Ramazan’dan sonra başlamayı planlıyordum. Ama kardeşim Alaaddin ısrar etti:
— Abi, zaten bugün ders olacak. En iyisi şimdi başlayalım. En azından tanışmış oluruz.
Kabul ettim. En azından ilk adımı atalım, selamlaşalım, bir başlangıç yapalım istedim.
— Önce müsaadenizle biraz kendimden ve yolumuzdan bahsedeyim. Sorularınız olursa memnuniyetle cevaplarım.
Ben eczacıyım, Konya’da yaşıyorum. Bu sistemle ilk kez 2012 yılında tanıştım. Üstadla ise 2013’te.
Her şey bir arkadaşımız sayesinde başladı. Bizden önce sistemle tanışmıştı ve gözlerimizin önünde adeta baştan sona değişmişti.
— Ne oluyor sana? Ne yapıyorsun? — diye soruyorduk.
Ağır bir şeker hastalığı vardı, gözlük kullanıyordu, birçok sağlık sorunu yaşıyordu. Ama şimdi… sanki hepsi yok olmuştu.
— Böyle bir sistem var. Önce kitabını okudum… sonra da yolu kendim yürüdüm, — dedi.
O an ilgimiz anında kabardı. O dönem Konya Eczacılar Derneği başkanıydım ve ısrar ettim:
— Ankara’ya her gün gitmemiz mümkün değil. Lütfen ayarla, onlar buraya gelsin. İnsanları toplarız, kurs ücretini de hallederiz.
Çabalarımız sayesinde ilk grubu oluşturduk — otuz kırk kişi kadar. Böylece Konya’da birinci seviye ile yolculuğumuz başladı. O zaman eğitmenler başkaydı — artık sistemin dışında kalan kişiler. Ama onlarla birlikte bu kapıyı ilk kez açtık.
Etkisi inanılmazdı. Ben de o dönem şeker hastasıydım, tansiyonum vardı, gözlük kullanıyordum. Yıllarca hastalık biriktirmiştim. Ama işte bu dersler sayesinde dönüşüm başladı. Ve şunu anladım: burada sağlıkla sınırlı olmayan, çok daha büyük bir şey var.

Sağlıkla Başlayıp Kalbe Varan Yol
O dönemde her şeye sağlık merceğinden bakıyordum. Sonuçta ben bir eczacıyım. Hastalıkları ve ilaçları sıradan bir rutinin parçası olarak görmeye alışmıştım. Ama içsel arayış, hastalıklardan dolayı başlamadı.
Üstadın kitaplarını ilk kez elime aldığımda içimde bir şey kıpırdadı. Okumaya başladım — ve hissettim: burada çok daha fazlası var. Satır aralarında derin bir gerçeklik akıyordu. Sanki onun sözlerinin ardında başka bir gerçeklik vardı — ancak kalp ile hissedilebilen bir gerçeklik. Ve içimi büyük bir merak kapladı.
Üstadla ilgili her bilgiyi toplamaya çalıştım. Ama onu tanıyanlar bile çok az şey anlatabiliyordu. Sanki bu bilgi kelimelerle aktarılamazdı — sadece hissedilebilirdi.
Ve Aralık 2013’te öğrendim: Üstat Türkiye’de bir program yapacakmış.
Kararımı verdim:
— Ne pahasına olursa olsun, orada olmalıyım.
Kurallara göre önce üç seviye eğitim almak gerekiyordu. Ama ben öylesine ısrarcıydım ki, bana özel bir istisna tanındı ve Dalyan yürüyüşüne katılmama izin verildi.

İlk Buluşma
Yolculuğa bir–iki gün kala, birlikte gitmeyi planladığım arkadaşım şöyle dedi:
— Gelemeyeceğim.
O sistemi tanıyordu, ben ise tecrübesizdim. Bir yol ayrımındaydım: gitmeli miydim, yoksa vaz mı geçmeliydim?
Ve karar verdim:
— Gideceğim.
Dalaman’a indiğimde gerçekten karşılandım. İstanbul’dan bir kadın diş hekimiyle birlikte toplanma yerine gittik. Otelin otoparkında gruplar hâlinde Rus turistleri görünce şaşırdım.
— Nereye geldim ben?
Otelin lobisinde Üstadı ilk kez gördüm: Sessizce kitap okuyordu. Kendimi tamamen yalnız hissettim.
Odaya çıkıp yatağa oturdum:
— Ben burada ne yapıyorum?
Ertesi sabah dönmeyi ciddiyetle düşünüyordum. Ama Türkiye’yi etkisi altına alan kar fırtınası yolları kapatmıştı. Çıkış yoktu. Kalmalıydım. Ve işte o zaman gerçek yolculuk başladı.

Yeni Yolun İlk Adımları
Böylece on unutulmaz gün başladı. Otel dünyanın dört bir yanından gelen insanlarla doluydu.
Ben kendimi yabancı gibi hissediyordum. Akşam yemeğinde Türk katılımcılarla tanıştım.
Üstat kısa bir konuşma yaptı — sade ama derin. Hâlâ gitmek istiyordum ama kar engeliydi.
Ve sonunda içime söyledim:
— Madem buradayım, kalayım ve göreyim.
Ertesi gün Sultaniye’ye götürüldük. Doğanın sessizliğinde, kaynak sularında yürürken Üstat dedi ki:
— Bugün içimizde bir şeyleri arındırmamız gerekiyor.
Üç grup var: işi için gelenler, kaderini arayanlar ve daha büyük bir şeyi isteyenler. İlk iki grubu kapatacağız, sonra asıl meseleye geçeceğiz. Ve o an başladı. Her söz, her bakış, her hareket ruhumuzdaki örtüyü kaldırıyordu. Her egzersiz içimizi sarsıyordu.
Ve birden fark ettim:
— Buldum. Tam olmam gereken yerdeyim.

Kişisel Buluşma
Bütün bu günlerden sonra biliyordum:
Üstatla birebir konuşmak istiyordum. Bir sürü soru hazırlamıştım — 30–40 kadar. Ama görüşme kolay değildi. Organizatörler hep erteledi.
Günler geçtikçe fark ettim:
Cevaplar zaten derslerde veriliyordu. Ama içimde bir istek kalmıştı. Son gün, sahne çıkışına bir sandalye koyup bekledim.
Üstat vedalaşırken bana döndü ve gülümsedi:
— Peki, hadi gidelim.
Otele döndük ve saatler süren bir sohbet başladı. Zorlamasız, doğal, dostane… Her kelime bir kapı açıyordu. Bu sadece bir sohbet değil, içsel bir başlangıçtı.

Sınavlar ve Dönüşümler
O buluşma bir dönüm noktasıydı. Ortak yolculuğumuz, sınavlar ve dönüşümlerle dolu bir süreç olarak başladı. Gerçek anlamda öğrenci olmak zaman aldı. Üstada giden yol ısrar, sabır ve değişime açık olmayı gerektiriyordu. Seminerlere katılıyor, şehir şehir onun peşinden gidiyordum. Kimi zaman kabul ediliyordum, kimi zaman “Zamanı değil” cevabını alıyordum.
Her defasında kendime şunu soruyordum:
— Gerçekten hazır mıyım?
Ve her seferinde anlıyordum:
Yol, ısrarla değil, olgunlukla yürünür.
Sonunda Varna’daki büyük programa katılmama izin verildi. Yine kıştı, İstanbul’da kar yolları kapamıştı. Ama bu kez tereddüt etmeden yola çıktım. Ve orada, dört gün boyunca, aylarca hazırladığım tüm sorulara cevaplar aldım. Derslerde, uygulamalarda, Üstadın gelişigüzel gibi anlattığı hikâyelerde…
Son gün yine sahne çıkışında bekledim.
Üstat yaklaştı, sadece başını salladı:
— Hadi.
Ve yine saatler süren bir sohbet.
Bu kez bir aktarımdı bu —
Bir bilgi değil, bir hâl, bir ışık, içimde yanan yeni bir güneş gibiydi. O günden sonra artık aramıyordum. Çünkü bulmuştum.
Saklanması Mümkün Olmayan Değişimler
Konya’ya döndüğümde değişim öyle belirgindi ki saklanamazdı. Eşim ve çocuklarım karşıladı. Her şey normal görünüyordu ama birkaç gün sonra tuhaf şeyler olmaya başladı. Eşim sessizce beni gözlemliyordu.
Sonra bir akşam sordu:
— Sana ne oldu? Bambaşka biri olmuşsun.
Kelimeleri bulmakta zorlandım.
Ama en çarpıcı şey birkaç gün sonra oldu:
Küçük kızlarım gözyaşları içinde:
— Baba, eski babamızı istiyoruz!
Değişim o kadar derindi ki çocuklar bile hissediyordu. Artık sabırsız, öfkeli baba değil; sakin, dikkatli, anlayışlı biri olmuştum.
Eşim de fark etti:
— Televizyon izlemiyorsun, tartışmıyorsun, küçük şeylere bile sinirlenmiyorsun…
Sanki evin içine başka bir sessizlik yerleşmişti.
Ve ben de fark ettim:
Eskiden önemli gelen şeyler — haberler, tartışmalar, boş gündemler — artık yoktu.
Yerine başka bir şey gelmişti: içsel bir huzur, berraklık ve doğru yolda olduğuma dair bir eminlik.
Ve o andan itibaren her şey değişmeye başladı.
Sağlık.
İlişkiler.
Hayata bakış.
Artık yüzeyde değil, derinlikte yaşıyordum.
Ve Üstat — görünmeyen bir şekilde — her zaman yanımdaydı.
Üstatla Yan Yana Yürümek
İçsel değişim hayatımın her alanına yansımaya başladı. Yeni insanlar, yeni karşılaşmalar, yeni fırsatlar…
Üstadın seminerlerine her fırsatta katıldım. Kurduğu kulüplerde bulundum: küçük-büyük, özel-genel…
Her yerde aynı öz: bilgi değil, canlı bir hâl. Onunla her karşılaşma yeni bir kapı açıyordu. Bazen sadece gündelik bir sohbet gibi görünüyordu. Ama içinde derin bir farkındalık gizliydi.
Zamanla anladım ki Üstadın asıl gücü bilgide değil —
Kelimesiz aktardığı hâlindeydi.
Nasıl baktığında, nasıl sustuğunda, nasıl yaşadığında…
Onun, parayla ilgilenmeyip ihtiyacı olana verdiğini…
İmkânsız görünen durumlarda bile yardım etmeye çalıştığını gördüm. Ve o ışığın, zorlamasız, yürekten yüreğe nasıl geçtiğini…
Ben de öğrendim: Sadece bilgi değil. Bambaşka bir insan olmayı.
Bir gün Üstat dedi ki:
— Artık sıra sende.
Ve biz küçük halkalarla, sohbetlerle bir araya gelmeye başladık. Öğretmek için değil. Birlikte büyümek, birlikte aramak, birlikte daha iyiye gitmek için. İnsanlar gelmeye başladı. Kimi tesadüfen, kimi bilinçle…
Perşembe buluşmalarını başlattık: Sade, resmi olmayan, samimi paylaşımlar…
Her gelen orada bir parça kendini buluyordu.
Ve biz sadece tek bir dilekle bu yolu sürdürüyorduk: Bize teslim edilen o ateşi korumak…
Ve başka kalplerde de yanmasına izin vermek.

İçsel Yolculuk
Yolculuk ilerledikçe anladım ki gerçek yol dışarıda değil, içeride başlıyor. Üstat bizi sadece egzersizlerle eğitmiyordu. Bizi öz benliğimizle karşılaştırıyordu. Maskelerin ötesinde başlayan gerçek çalışmaydı bu.
Başkalarıyla değil, kendi korkularımızla yüzleşmek. Hayattan değil, kendimizden sorumlu olmak.
Ve dışarıda aradığımız Üstadı, içimizde bulmak. Zor zamanlar oldu. Şüphe, korku, geri çekilme…
Ama hep içimde bir ses vardı:
— Yürü. Güven. Her şey yolunda.
Ve artık biliyordum:
Yol, kimsenin sana gösterdiği şey değil. Senin adım adım, içindeki ışığın izinde yürüdüğün karanlıktaki sessiz yolculuk. Üstat yanımdaydı, ama elimden tutmuyordu. Yanılmama, düşmeme, kalkmama izin veriyordu.
Ve ben öğreniyordum: Vazgeçmemeyi. Zorlukların ardındaki anlamı. Her derse teşekkür etmeyi.
Ve yıllar içinde fark ettim: Gerçek güç bilgide değil.
Gerçek güç — arınmış bir kalpte.
Ve bir gün anladım: Dışarıda aradığım Üstat… hep içimdeydi. Çünkü sezgi orada doğar. Şükran orada uyanır. Ve ışığa giden yol, tam oradan geçer.
Işığı Aktarmak
Kalpte doğan ışık, artık sadece sana ait değildir. Paylaşılmak ister, ısıtmak ister. Ve bu şekilde yolun yeni aşaması başladı:
Artık kendi için aramak değil, başkaları için bir destek olmak.
Öğretmen gibi değil — sessiz bir varlık, yaşayan bir örnek olarak. Bazen pratikten sonra sohbet…
Bazen birkaç kelime… Bazen sadece sessizlikte, insanın kendini duyması… Küçük gruplar hâlinde bir araya gelmeye başladık. Bazen bedenle çalışma, bazen yaşamla ilgili derin konuşmalar.
Üstat hep hatırlatırdı:
— Kelimeleri değil, hâli paylaşın.
— Bilgiyi değil, sevgiyi.
— Talimatı değil, güveni.
Ben de her geleni hatırlatarak karşılıyordum: Burada birini değiştirmek için değilim. Yanında olmak, hatırlatmak, destek olmak için buradayım. Bazen özel buluşmalar düzenliyorduk — sade, içten.
İnsanların sadece “olduğu gibi” olabildiği ortamlar…
Ve her seferinde gözler canlanıyor, yüzler aydınlanıyor, içte bir şey uyanıyordu.
Ve o zaman anlıyordum: Bu ışık benim değil. Bu bir armağan. Bir zamanlar bana verilen — ve şimdi yürekten yüreğe geçen bir armağan.
Şükran
Geriye dönüp baktığımda görüyorum ki yol düz değildi. Şüpheler, korkular, hatalar…
Ama içimde hep ince bir güven ipliği vardı.
Bugün biliyorum:
Hiçbir adım boşuna değildi.
Hiçbir acı rastgele değildi.
Hiçbir karşılaşma gereksiz değildi.
Hepsi kalbi yumuşatan, ruhu arındıran, bakışı berraklaştıran hayata çıktı.
Üstat bir gün dedi ki:
— Sana verilen ışığa sadık kalmak, en kıymetli iştir.
Ben de bunu hatırlamaya çalışıyorum. Mükemmel değilim. Hâlâ öğreniyorum. Ama artık dışarıda aramıyorum. İçimde arıyorum. Ve bana emanet edilen bu armağana layık olmaya çalışıyorum.
Üstada sonsuz şükran borçluyum:
Bende gördüğüne, sabrına, sertliğine, sevgisine… Ve bana olan sessiz inancına. Hayata şükran doluyum — tüm dersleri için. Yolda olan herkese — özellikle engel koyanlara… Çünkü en çok onlar ruhumu güçlendirdi. Ve en çok da Allah’a şükran doluyum — beni bana getirdiği için. Yol devam ediyor. Ama artık biliyorum: Bu yolda yalnız değilim. Ve eğer bir kişi bile bu hikâyeyle içsel bir sıcaklık hissederse — her şey boşuna değildi.
🌟 Yola Davet
Tevfik’in hikayesi sadece bir anı değil.
Bu, bir öğrencinin nasıl bir yoldan geçtiğinin canlı bir kanıtıdır:
Uzun, sabır isteyen, bazen zorlu, ama sonunda insanı arındıran ve değiştiren bir yolculuk.
Gerçek ışığın peşinden giden herkes kendi adımlarını atar:
Şüpheden güvene, dıştan içe doğru.
Sizi de bu yolculuğa davet ediyoruz.
Kendinizi bulmaya, kalbinizin gücünü açığa çıkarmaya ve yıllardır içinizde bekleyen sezgiyi uyandırmaya…
📌 Üstat Sistemine göre hazırlanan kurslarımız ve seminerlerimiz sizleri bekliyor.
🧭 Belki de sizin yolunuz da burada başlayacak.